12 Ekim 2012 Cuma

Yeni Dünya Düzeninde Bizim Yerimiz

Değerli Yazar arkadaşlar ; Devletler kendi bekaları için dost, düşman ve müttefikleriyle ilişkiler yürütürler. Şu günlerde çok derin akıl oyunlarının oynandığı bir süreçteyiz. Arap baharı olarak hareketlenen halk ayaklanması Ortadoğunun yeniden inşasının bir resmidir. NATO nun kendi eliyle yerleştirdiği devlet adamlarının değişme mevsimidir. Tüm devletler kendi çıkarları için bu yeni oluşumda birer birer söz hakkı elde etmeye çaba sarfederken biz neredeyiz diye sormak geliyor insanın içinden .. Seyirci miyiz, oyuncu mu ? Türkiye orta doğuda büyük düşünebilecek yegane ülkedir. Ortadoğunun şekillenmesinde masada olmalıdır. Zİra ürettiği dış politika ile bunu belli de etmektedir. Benim izlenimim İran ve Suriye’nin Türkiye nin aktif dış politikasından şiddetle rahatsız oluğudur. Sebep olarak güçlü bir Türkiyeyi ortadoğuda istemeyişleri ve İslam dünyasında söz sahibi olmasından korkmalarıdır. Suriye konusunda bu kadar mudahil olmasının sebepleri ayrıca da tartışılabilr. 1 Mart tezkeresinin TBMM den geçmemesiyle Türkiye önemli bir avantajı yitirmiştir. Irak’ın kuzeyinde oluşan PKK serbesiyeti buna en güzel örnektir. Bu sebeple Suriye’de şu günlerde benzer bir oluşumun önüne geçmek için geçmişten ders alınıp bugün akıllıca hareket edilmelidir. Biraz daha ileri gidersek Rusya ve Çin’in de Türkiye’nin dış politikasından rahatsız olduğunu ve olası Suriye müdahalesine şiddetle karşı çıktıklarını görüyoruz. Bu konuda da düşüncem şudur ki; her iki ülkenin çıkarları Türkiye ile çakışmaktadır. Rusya, ortadoğu ve kafkaslarda hatta Türki Cumhuriyetlerde elindeki gücü kaybetme telaşındadır. Çin de benzer bir şekilde Ortaasyadaki egemenliğinin tehdit edilmesinden endişelidir. Türki Cumhuriyetlerin Türkiye ile işbirliğinden çekinmektedir. Tezim şudur ; Arap baharı aslında bir Türk baharıdır,Türkiye baharıdır. Ve bu sıçrayıp Orta Asya ve Kafkaslara da yayılacaktır. Türkiyenin aktif dış politikası bunu yapabilecek kudrette ve sağlam temellerdedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder