11 Ekim 2012 Perşembe

Oyun Üzerine

Insanlar toplumsal varliklardir ve tekil olamazlar. Bu nedenle sürekli diger insanlarla olan iliskisini degerlendirmelidir. Ilk caglardaki insanlar gibi balta girmemis, vahsi dogada yasamiyoruz ama yasadigimiz sehirler insanlarin sadece vahsiligini gizlemis durumda. Dogayi evcillestirmemiz kendimizi de evcillestirmemiz anlamina gelmiyor, hatta birbirimizden gercek benligimizi saklamak icin binbir türlü yöntemler ürettik. Tüm hayatimiz bu yöntemleri desifre etmek ve yeni yöntemler belirlemek icin geciyor. Bu öyle bir oyun ki, oyunun kurallarini bildikten sonra ögrendigimiz kurallar eskimis oluyor, cünkü insanlar bilinen birseyi tekrarlamaktansa, Dostojewski’nin degimi ile, kendi deliliklerini yapmayi yegliyorlar. Bu nedenle de hakikat devamli bir adim daha ögrendigimiz kurallarin ötesinde gidiyor. Bilinen kurallarin tekrarlanmamasi özgürlügümüzün ifadesidir. Hic kimse özgürlügünü herhangi kurallar ugruna feda etmek istemez. Kurallar ile özgür irade arasinda bir oyun süre gidiyor. Biri digerini yakalamayi basardigi zaman, denge dengesini yitiriyor. Eger kural agirlik gösteriyorsa iliskiler kristallesmis oluyor, her gün birbirini kovaliyor. yeni birseylerin de olusmasi imkansizlasiyor. Insanlarin degisiklige olan özlemi günün birinde su üstüne cikiyor. Diger taraftan özgürlükcü olanlar kisiler arasindaki bagi unutuyorlar, böylelikle özgürlüge sahip oluyorlar ama iliskileri sona eriyor, cünkü iliskiyi sürdürebilmek icin ortaklasa eylemlerin olmasi gerekiyor. Özgürlük ile kuralcilik arasindaki bu gidip gelis iliskileri de taze tutmaya yariyor. Oyun herhangi kaliplasmis iliskilerin devamini saglamak icin bir yöntemdir. Oyun “amacsiz” oldugu icin kaliplasmis olan iliskileri tekrar rayina oturtmak icin en etken enerji kaynagidir. Oyun oynayamayanlarin iliskileri sona ermeye mahkumdur. Oyunsuz iliski sadece cikar amaclidir, o sadece cikar ile ayakta durabilir. Cikarin da bittigi anda iliskiler sona ererler. Oyunun önemi cocuklar icin de cok önemlidir. Kücük yasta cocuklara oyun oynatmayi ve oyundan haz almayi ögretmelidir. Böylelikle kücük yastan beri oyun oynamaya alisan cocuklar hayatlarinda daha basarili olacaklardir. Cünkü kücük yasta oyundan mahrum kalanlar o oyunu ergin yaslarda ögreneceklerdir ki bu da onlarin canlarinin daha fazla yanacagi anlamina gelir. Hem büyük yasta oynanan oyunlar esnekligini kaybederler. Bizler ne kadar oyun oynuyoruz? Oyuna ne kadar önem veriyoruz? Cocuklarimizi oyunlu mu büyütüyoruz, yoksa onlara devamli neye dokunmalari gerektigini, neden uzak durduklarini mi ögretiyoruz?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder