25 Kasım 2012 Pazar

Bizde mahalle baskısı yok, çay içebilirsiniz??

BANKALAR Birliği Yönetim Kurulu, geçtiğimiz hafta ekonomiden sorumlu Bakanları ziyaret ederek, hem yeni ekonomi yönetimiyle tanıştılar hem de sektörün sorunlarını, özet de olsa, dile getirme fırsatı buldular. Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, bankacıların sevdiği bir bakan. Geçmiş Hükümet döneminde, tüm işalemini olduğu gibi, bankacıları da, sorunları olduğunda dinledi ve sorunlara çözüm bulmaya çalıştı. En azından o havayı bankacılara vermiş durumda. Bunun da ötesinde, bankacılar Maliye Bakanı Unakıtan’ı her ziyaret ettiklerinde eğleniyor, her zaman en azından tatlı bir anıyla yanından ayrılıyorlar. Geçtiğimiz hafta bankacılarla Unakıtan’ın görüşmesinin en hoş anısı ise, Bakan Unakıtan’la geçen oruçla ilgili diyalog olmuş. Bakan, bankacılar oturduktan sonra "bir şey içer misiniz?" diye sormuş ve herkes birbirine bakıp susarken, yeniden devreye girip: "Bizde mahalle baskısı yoktur, rahat olun. Çay içebilirsiniz, başka bir şey isteyen varsa rahatlıkla içebilir" demiş. Sohbet, Maliye bakanının bu sözleriyle, doğal olarak karşılıklı gülüşmelerle başlarken, bazı bankacılar rahatlayıp çay söylemişler. Ancak bu fırsatı değerlendiren Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı, İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, "bankacılıkta mahalle baskısı yoktur ama yabancı muhit baskısı var" diyerek, sorunları anlatmaya başlamış. Özince, önce yabancı banka ve fonlarla, yerli bankalar arasında vergi nedeniyle bir haksız rekabet yaşandığını belirtip, "yurt dışındaki bankaların burada büroları bile bulunmazken gelip, içeride kredi kullandırdıklarını, yerliler döviz kredisi verdiğinde vergi ve fon alınırken, yabancıların bu kredi satışlarından vergi ve fon alınmadığını, bu nedenle de içerdeki şirketlerin dışarıdan kredi kullandıklarını" söylemiş. MALİYE VERGİYİ HATIRLAMAYA BAŞLADI Bu, aslında uzun zamandır bankaların dile getirdiği, Maliye’den bu vergi ve fonların yerlilerden de kaldırılıp, haksiz rekabetin önlenmesinin istendiği bir sorun. Ancak şimdiye kadar olduğu gibi yine "bakalım, inceleyelim" yanıtı alındığını da biliyoruz. Bankacıların, BDDK’nın fonlarına Maliye’nin el koyduğunu, bunun bankalardan çıkan ek maliyet unsuru ve aracılık maliyetinde artış olduğunu, yeni vergi oluştuğunu hatırlatınca, Unakıtan’dan "Kardeşim ben bulduğumu alırım" yanıtı aldıklarını da duyuyoruz. Özetle; Maliye Bakanı’ndan yine güle oynaya, çaylarını içerek ayrılan bankacılar, Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren ve Devlet Bakanı Mehmet Şimşek’le de görüştükten sonra, ileriye dönük ne yapılacağı konusunda, hemen hiçbir yeni fikir almadan İstanbul’a geri döndüler. Bankacıların hepsi, "uluslar arası ekonomide meydana gelen gelişmelerin hala boyutunun ne olduğunu bilmediklerini, Türkiye’nin önümüzdeki yıl bu olumsuzluklardan etkilenmesinin kaçınılmaz olduğunu, şimdiden bir hareket planı olması gerektiği" görüşündeler. Yani önlerini görebilecekleri bir ekonomik önlemler paketi bekliyorlar. Ancak Ankara ziyaretlerinden "henüz böyle bir şeyin ipucunu alamadık" diye İstanbul’a döndüler. İleride böyle bir planın ortaya çıkacağı konusunda iyimser olanları var ama kötümserler daha fazla. Bu arada ortada görünen tek hareket Maliye’nin vergiye dönük hareketleri oluyor. Maliye Bakanlığı seçim döneminde unuttuğu vergiyi, son dönemde yeniden hatırlamaya başladı. Son süreçte hemen herkes, özellikle içtalepte bir duraklama olduğunda vergi gelirlerinin önemli ölçüde düştüğünü anladı. Vergi oranları artık yükseltilemeyeceğine, önümüzdeki yıllarda artık büyük büyüme rakamlarına ulaşılamayacağına göre, vergide yeni önlemler almak gerekiyor. Maliye Bakanı Unakıtan, bankacılara "kayıtdışı ile mücadelede ben her şeye varım" demiş ama herkes biliyor ki; AKP Hükümeti, tabanını oluşturan vergi dışında kalan kayıtdışı kesime çok fazla yüklenemez. Maliye bu nedenle yine kira, bankacılık işlemleri, zaten kayıttaki şirket denetimleri gibi alanları zorlayarak, tahsilat artırmaya çalışacak gibi gözüküyor. Yine tekrarlıyoruz; Gelir İdaresi bağımsız olmadan, reform yapılmadan gelir artırılması zor...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder