13 Ekim 2012 Cumartesi

KUŞ ADASI

Evet artık kuş adasındayız. Önce araba ile bir turladık tabiî ki her yerini gezmek mümkün değil. Deniz muhteşem iki büyük gezi gemisi demirlemiş devası gemiler ve çok güzeller içinde kimler geldi kim bilir. Turu tamamlayıp arabayı park etmek için bizi çarşıda indirdi park yeri bulmak zor biraz Dolaşmaya başladık ben buraya geleli çok uzun zaman olmadı ama yinede çok değişiklik gördüm sahilde yeni kafeler satı mağazaları var oraya gidelim dedi çocuklar beni şaşırtansa kapıda çantalarımızı yürüyen banta koyup biri zenci biri beyaz iki yabancının gözetiminde dar kapıdan girişimiz oldu bu ne ya dedim sanki başka bir memlekete giriyorum bu uygulama hava alanında oluyor burası yabancı memleket mi yoksa deniz aşırımı gideceğiz . Şaşkınca yürüdüm çok güzel yapılmış bir ismi var ama yabancı şu an hatırlamıyorum ve hatırlamakta istemem mağazalara baktım hepsinin ismi yabancı ve en çok ta beni üzen fiyatlar oldu hepsi etiket koymuş bir euro iki euro beş euro yanlış yazdım sa bağışlayın lütfen çok şaşkınım. Epeyce dolaştık böyle mağazalar la olan çarşıya form diyorlar bizde de var açıldı millet hep oraya gidiyor her şey içinde Sinemasına kadar neyse . Sona geldik ki yine zincirlerle kapalı yol bitti Son dükkan da çok güzel bilezikler var çocuklar için yasemin demişti kızlarıma bileklik alcam nazar boncuklu onların üzerinde euro yazıyor kardeşim dedim sen şunların Türk parasını desen bi önce bocaladı iki buçuk lira dedi sonra yok yok iki lira dedi ne alırsan iki lira hah şöyle ya inanın kendimi yabancı ülkede geziyor gibi hissetim Etrafıma bakındım bizimkiler nerde diye kaybolma korkusu olmadığı için dağılmıştık, Ben boncuklara bakarken göründüler gel dedim bak kızlara alcam diyordun beğendin mi bunları, evet beğendim haydi seç bakalım. Yarım Türkçesi ile çok güzel anlaşıyorduk bazen anlamadığı kelime olunca o ne demek der bende dilim döndüğünce anlatırdım. Alış verişi yaptık eşimde gelmişti önce yüzüme baktı yabancı parayı görünce yok dedim Türkçe pazarlık yaptım deyin güldü ben yabancı paranın kaç para olduğunu bilmem nede çevirmesini anlamam onun için baktığını biliyorum ilgi alanım değil yabancı paranın Alış veriş bitti birer kahve içelim dendi denize bakan masalar varda dolu hepsi önce denizi seyrettik ne çok balık var burada ama çok akıllılar hiç tutulmuyor bu balıklar Oturduk bizi gezdiren yeğenim yengem ne içersin dedi Türk kahvesi dedim Yok dedi buranın bir kahvesi var çok güzel oluyor ondan iç nasıl dedim sütlü dedi eh dedim adı yabancı ya etrafıma baktım ki kocaman bardaklar içinde görünmeyen bir çok içecek var hayırlısı dedim. Evet kahveler geldi eşim ben içmeyeceğim demişti. İyi ki demiş. Birkaç yudum aldım bu ne ya dedim sütlü kahvemi bu içimden ben yapayımda için bakın nasıl olurmuş diye geçirdim yeğenle sohbetimiz güzeldi yasemin kızımla başka masaya oturmuştu yanımızda siğara içmiyor içmeden de duramıyor hep böyle ara sıra kayboluyordu uzunca oturduk bardaklar hala dolu iç iç bitmeyecek eşime uzattım ben içmeyeceğim içersen sen iç biliyordum içmeyeceğini dedi gülerek,kalktık çarşıyı dolandık Geze bildiğimiz kadar gezdik yine aynı etiketler yabancı yazılar yabancı isimler yok dedim burası Kuşadası değil sanki nasıl özlenmez eski hali taş yığını olmuş bu güzel belde. Biraz alış veriş yaptı tabiî ki yine yeğenimiz girdi ben burada oturuyorum yabancı kız da kuzenimiz bizim deyin ce fiyatlar düştü yarıya. Ne denir hem acizler turistler çok alışveriş yapmıyor diye hem de kazıklamaya kalkıyorlar. Oyy dedim ki ne oyyy ne hale geldi güzel yurdum zaman geçiyordu ayrılık vakti gelmişti Halit’in evine uğrayıp araba değiştirdik bu güzel taş adasından ayrılıp yolumuz Meryem ana olacaktı , buraya kadar gelip te orayı göstermemek olmaz dı Veda etmek zordu sarıldı iki kardeş çocuğu ağlamaklı tam 22 yıl da karşılaşmıştılar yine gel diyerek bindik arabaya Güzel bir gündü güzellikler içinde geçen mutluk dolu koyulduk yola giderken de anlattık nereye gideceğimizi efesi uzaktan gördük oraya girersek çok zaman kaybı olurdu anlattık efes işte burası diye yarı anladı yarı hı dedi anlamadığı zaman gülümsüyordu ki işte yine anlamadın derdim ben ona evet ben anlamadı deyince yine anlatmaya çalıştık çok güzel di günlerimiz, ben de yoruldum biraz hadi Meryem anayı yarın gezelim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder